Birçoğumuz hızla değişen dünya modasına her zaman ayak uyduramayabiliyoruz. Farkında olduğumuz şey; moda değişiyor fakat geçmişi tekrarlayarak gelişiyor. Aslında püf noktaysa geçmişin izlerini hep üzerimizde, mekanlarımızda hissediyor olmamız. Yaşam tarzları ve ilişkiler konusunda gün geçtikçe daha da bireyselleştiğimizden ötürü geçmişi hatırlamak için bir takım dekorasyon stillerini evlerimize taşıyoruz. Özellikle eskiye övgü yaparak 40’lı vintage stili veya retro tarzda yenilenmiş eski mobilyalar yeniden hayat buluyor. 50’li 60’lı yıllardaki mobilyaların fonksiyonelliği ve muazzam etkileyiciliği günümüzde çağdaş yaklaşımla karşımıza tekrar çıkıyor. Bu da modern dünyadaki sıkça duyduğumuz “sürdürülebilirlik” kavramını çok güzel destekliyor. Yani eskilerin geri dönüşümünü yaparak kısmen dünyanın atar damarlarını koruma altına alıyoruz. Çevreyle dost olup vahşi hayata vahşilik yapmayıp kol kanat geriyoruz… bu farkındalığa devam!... Yeni teknolojiyle harmanlayacağımız vintage stili ve retro-modern iç tasarım tarzı hem mekanlarımıza sıcaklık ve içtenlik katacak, hem de hepimiz birer rol model olup dünyamızı tekrar tamir edeceğiz. Tıpkı birer süper kahraman gibi…  

 2013 yazında Kuzey’den gelen sıcak dekorasyon stili mekanlarımıza ruh katacak. Boho ve İskandinav esintisi. Geometrik desenlerle, kaleydoskoptan gördüğümüz dinamik ve keskin formlar mekanlarımızı eşsizleştirerek sanki bir karnaval havası gibi görsel bir şölene dönüştürecektir. Aynı zamanda lüksü simgeleyen hayvan baskıları, parlak çiçek desenleri, çizgili dekoratif kumaşlar da yer alıyor. En önemlisi de “Altın Çağı” karşımıza çıkacak diyebiliriz. Altın renginin ihtişamını kumaşlarda, aksesuarlarda sıkça göreceğiz.

Mekanlarımıza enerji katacak renkler de zümrüt yeşili, menekşe moru, sarı, portakal, şeftali, amber, mavi özellikle turkuaz ve kahvenin tonları baskın olacaktır. Bu renklerle fonda kırık beyaz ve gri tonlarını kullanmak bize modern iç tasarım trendlerini yansıtacaktır.

Aynı zamanda bu sezon zıt temalar da oldukça revaçta olacağa benziyor; sıcak renklerin koyu tonları bizlere dinamizm ve canlılık verirken, soğuk renklerin özellikle açık tonları ferahlık ve dinginlik hissettirecektir. Mesela nil yeşili ve portakal rengini belli dozlarda kullanmak mekanın olumsuz etkilerini yok edip, denge ve uyum içerisinde olmasını sağlar. Dekorasyonumuzu bir az daha cesur kılmak istiyorsak pastel tonlarla, mekanlara kişilik katan neon renklerini beraber kullanabilirsiniz.

Dekorasyonumuzdaki ahşap mobilyalara gelince; rotamızı direk İskandinav tarzı mobilyalara çeviriyoruz. Masif meşe kaplamalı, zarif hatlara sahip, fonksiyonellikte son noktayı taşıyan ve gizli detayları barındıran mobilyalar!...Geçtiğimiz sene olduğu gibi bu sene de ham ahşaplar trendlerimiz arasında. Doğallıktan asla uzaklaşmayan sanki dokunduğunuzda ağaca dokunuyormuş hissini veren mobilyalar… Ayrıca bu stilde bahsettiğimiz zıt tema konusu, ahşap ve metalin aynı mekanda beraber kullanılmasına sıklıkla rastlarız. Açık renk zeminlerin üzerine el dokuması çizgili kilimler veya patchwork halılar dekorasyonumuzda tamamlayıcıdırlar.

Suzeni işlemeli yastıklarsa vazgeçemeyeceğim favorilerim arasında… Birbirine yakın tonların hakim olduğu bir salonda kadife üzeri renk renk işlemelerin olduğu yastıklar, bizlere Boho Chic dekorasyon stilini hatırlatır. Örgüler moda dünyasında olduğu kadar evimizde de sıklıkla yer alacak. Örgü koltuk şalları, yastık kılıfları, puflar bir anda dekorasyonumuza enerji getirecektir. Modern eklektik tarz katan bu mobilya aksesuarlarını kullanmaktan çekinmeyin.

Mekanlarınızda keyifle ve sevgiyle kalın… Bir sonraki sayımızda görüşmek dileğiyle…