citalopram
citalopram
click mixing zoloft and weed
mixing
melatonin and weed
cialis generico in farmacia esiste
cialis generico
Logo bir markanın temelini oluşturan en önemli görselidir. Markaların varoluş hikayeleri logo tasarımlarıyla başlar. Çünkü ilk adım kullanılacak ismi bulduktan sonra markaya uygun bir logo tasarlamaktır. Logo heyecanlandırır bazen, hayal ettirir, çağrışım yaptırır, benzetilir, hikayeler uydurulur, gıpta edilir, bazen de hiç sevilmez. Renkleri canlandırır, yaz mevsimini hatırlatır, indirimi anımsatır bazen, karizmatik de yapar sizi... Logo önemlidir, markanın akla gelen ilk yüzüdür.
Akılda kalıcı, yalın, sade olmalıdır logo, en başta da özgün. Logoyu gördüğünüz zaman size markayı, hangi sektörde faaliyet gösterdiğini hemen anlatmalıdır. Logolar farklı bütünlüklere sahip olabilir, ihtişamlı görünebilir, etrafında bir çok detay olabilir; ama marka ismi, sektör ve logo arasındaki bütünlük her zaman korunmalıdır.
Alışveriş merkezlerinde gezerken, sıra sıra markaları ve logolarını görürsünüz. Acaba Adidas’ı gördüğünüzde aklınıza gelmez mi spor sektöründe var olan bir marka olduğu? Sizce klasik bir logo mudur Adidas logosunun üstündeki 3 çizgi? Yoksa bir marka klasiği midir?
Logo nasıl çizilir peki, kolay değil! Tasarımcının yıllarını alan deneyimleri mevcuttur. İstenileni verebilir. Hayal gücü çok iyidir her zaman. Belki bir grafikerdir tasarımı yapan, belki bir mimar, alaylı da olabilir, bir ressam da, heykeltıraş da olabilir, bir webmaster da... Logo tasarlamak sanattır aslında!
Logo tasarlarken, markanın var olduğu sektörü, marka ismini, rengini, yazı şeklini iyi düşünmek gerekir. Bazen ismin üstüne, sağına, soluna... Uzatılabilir herhangi bir yerine konulacak bir şekille veya şekil olmadan sadece yazıyla oluşturulabilir. Sadece yazıyla oluşturulan bu logo tipine, tipografik logo denir. İllüzyonist logolar vardır. Bu tip logolar şeklin içindeki herhangi bir şekli daha ön plana çıkarır veya arka plana atar. Oluşan şekil veya yazı, katılan renk ile bütünleşir. Bu renk de kullanılacağı sektöre uygun, sektörü hatırlatan bir renk olmalıdır. Gıda denilince akla yeşilin gelmesi, teknoloji denilince mavinin gelmesi gibi... Bütün bu kıstaslar bütününde ilk çalışma zihinde canlanır.
Logo görsele dökülürken...
Kalem ve bir kağıt eşliğinde düşünülmüş logo tasarımının ilk hatları işlenmeye başlar. Adım adım, üzerine yeni revizeler işlenir. Öyle bir kıvama gelmelidir ki, logodan çıkarılacak her hangi bir parça eğer bütünü bozuyorsa, işte o zaman logonun bütünlüğü sağlanmış demektir. Belki Arçelik’in logosunun yanına konulmuş bir kağıt figürü, belki Garanti Bankasının logosunun üstündeki yonca figürü, belki de Tekin Acar’ın logosu gibi tipografik bir logo çıkmıştır ortaya. Kolay hatırlanır, akılda kalıcı, sade ve şık logolardır bunlar... Renklendirilmesine geçilir, faaliyet alanına uygun renkler seçilir logo için, bütün bunlar yapıldıktan sonra dijital ortama dökülür logo.
Her türlü baskıda rahatlıkla kullanılabilir olmalıdır. Büyültülüp küçültüldüğünde bütünlüğü bozulmamalıdır. Siyah zeminde beyaz iken, beyaz zeminde ise siyah iken logonun orijinal halindeki etkisi yok olmamalıdır.
Yeni teknolojik gelişmeler doğrultusunda markalar logolarını revize ettiler. Ancak ilk logolarındaki insanların hafızasına kazınmış bazı ögelere dokunmadılar. Şeklinin ana hatları, rengi gibi... Kimi marka oluşturduğu logoyu 2 boyutlu iken 3. boyuta taşımıştır. Örneğin Garanti Bankasının yoncası gibi. Kimi marka ise bulunduğu sektörde yeni faaliyet alanlarının da içine katılmasıyla veya büyümesiyle yepyeni bir logoya sahip olmuştur. En son Boydak Holding bünyesinde bulunan İstikbal’in yeni bir logo tasarlaması gibi. Peki neydi bu değişiklik? İki yıldır gündemlerinde olan bu logo değişikliği, markanın sektöründe hızlıca büyümesiyle doğru orantılı oldu. Üretim bağlamında şuan dünyada ilk 10 firma arasında bulunan İstikbal, 2023 yılında hedefini ilk 3 olarak belirlemiştir. Estetiğe, ergonomiye ve erişebilirliğe atıfta bulunan yeni logo 3 şeridini buradan almıştır. Yine önceki logoda bulunan, yoğunlukla kullanılmış sarı renk, yeni logoda bu 3 şeride rengini vermiştir.
Makalenin sonuna gelmişken, logo tasarlamayı ve logonun önemini kısa bir hikaye ile bitirelim. Şimdilerde otomobil sektöründe dünya devleri arasında bulunan bir marka logosunu bakın nasıl tasarlatmıştı. Kuruluş zamanında logoları için onlarca yarışma açan, dünyaca ünlü tasarımcılara tasarımlar yaptıran firma, bir türlü aradığı logoyu bulamamıştı. İstenilen düşünceye aykırı şeyler çıkıyor veya markanın isteğini tam karşılayamıyordu. Uzunca bir süre böyle geçmişti. Ancak istenilen sonuç alınamamıştı. Tavsiyeler ve referanslar üzerine bir tasarımcının yanına gidilmişti. Tasarımcının ofisine giden şirket sahibi kafasında hayal ettiği logoyu anlatmaya başladı. Tasarımcı her detayı söylemesini istiyordu, detaylar, istekler söylendikçe tasarımcı elindeki kağıda yepyeni çizikler atıyor, sürekli bir şeyler karalıyordu. En sonunda söylenilenler ve çizilenler sona ermişti. Tasarımcı elinde ki kağıdı marka sahibine çevirdiğinde ‘’ İşte budur! ‘’ dercesine marka sahibi aradığı logoyu bulmuştu. Tasarımcı da bu tasarım karşılığında astronomik bir fiyat istemişti. Ancak marka sahibi “15 dakikada çizdin, bu fiyatı nasıl söyleyebiliyorsun?” “dediğinde, tasarımcı “Hayır 15 dakika değil! 35 yıl artı 15 dakika” diye karşılık verdi. İşte bu logo her gün caddelerde sıkça gördüğümüz Opel’in logosunun çıkış hikayesidir.
Tasarımcının hayal gücü, deneyimi, doğru oran, doğru renk, sektöre uyumluluk, akılda kalıcılık gibi bağlamlarla oluşturulan logolar, markaların kendilerini ifade ettikleri en önemli görselleridir. Büyük bir marka olabilmek için iyi bir logoya ihtiyaç vardır, her zaman...