amlodipin actavis
amlodipin 5 mg
read symbicort asthma uk
symbicort otc equivalent
click here Türkiye sizi yol hikayeleriyle tanıdı. Belgeselleriniz de her kesimden insanla yaptığınız sohbetler, gündeme getirdiğiniz konularla halkın bam teline dokundunız. Biz sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Ben bir memur çocuğuyum; benim başarmaktan başka çarem yoktu. Çok fazla iş değiştirdim. Düğün salonlarında şarkıcılık, kargoculuk ve beyaz eşya satıcılığı yaptım. Bu arada tabii yazıp çiziyordum. Sonra baktım ki; beni yazdıklarımdan dolayı şikayet ediyorlar. Şikayet önemlidir. İnsanları rencide etmeden doğruları gösteriyorsunuz demektir. Satır aralarında doğru mesajı verdiğinizi gösterir. Benim Yurt Gazetesindeki yazılarımı takip edenler bilir; hep bir satır arası mesajı vardır. Bazı şeyleri direk söyleyemezsiniz bunun bir yolu vardır.
Milliyet Gazetesinde gece muhabiri olarak işe başladıktan sonra benim için süreç başladı. Ardından Star televizyonu, Türkiye’nin ilk özel televizyon muhabirlerinden biri benim. Muhabirlik yaptığım dönemde haber bültenlerinin süreleri kısa gelmeye başladı bana. Süreler yetmiyor derken Bam Teli’ni yapmaya karar verdim. O dönem Atv deydim sevgili Dinç BİLGİN’in de destegiyle Bam Teli başladı. Bam Teli’ ne başlarken bizi çok yaşatmayacaklarını düşünüyordum. Ama 18 sene kadar yaşadık. Bir tek olay var ortada biz doğru olduğumuza inanıyorduk . Hiç kimsenin inancına yaşam biçimine karışmadık sadece gösterdik. Görevimiz buydu biz görevimiz dışında hiç bir iş yapmadık.
Kilometrelerce yol kat ettiniz. Görülmedik, duyulmadık köylere ayak bastınız, sayısız insanla bir araya geldiniz. Kırsaldaki insanları dinlediniz, kadınlarla, çocuklarla sohbet ettiniz. Bütün bu insanlara ulaşabilecek güveni nasıl sağladınız?
İnsanın vücud elektiriğinin büyük avantajı olduğunu düşünüyorum daha ilk yaklaşırken o samimiyeti vermeniz gerekiyor. Ikincisi peşin yargıdan uzak durdum. Hatta benim bir sözüm vardır; “Bir yol bir yola, yollar insana ulaşıyorsa yol da bizim yolcu da”. Benim hedefim insan insanın olduğu yerde her şey var. Dünyanın en güzel programını çekebilirsiniz, dünyanın en güzel binalarını da yapabilirisiniz içine insan koyamadığınız zaman hiç bir anlamı yoktur. Onun için Yol Hikayesi Bam Teli bir insan hikayesidir. Biz bu dağ çok güzel diye yaklaşmadık hiç bu dağda insanlar nasıl yaşar diye yaklaştık. Biz tarihe bir belge sunmaya karar verdik. Yani bundan 100 yıl sonra birisi Bitlis’te Nemrut’ta nasıl kayak yapılıyormuş ne şartlarda yapılıyormuş yada kaç çocuk burda uluslararası başarı sağlamış bunlar bizim işimiz bizim şahıslarla işimiz yok. Biz genel olarak toplumla uğraşıyoruz ama bireyden çıkarak topluma varıyoruz. Peşin yargılı olmadan insanlara yaklaştığınız zaman güzel sonuçlar alıyorsunuz ve çok güzel dostluklar kuruyorsunuz.
Şiire ve yazarlığa olan merakınız nasıl başladı? Biraz kitaplarınızdan bahseder misiniz?
Bize çok önemli bir şey öğrettiler had bilmeyi. Had bilmek çok önemli bir şeydir haddimi bildiğim için dört tane kitabım var. Ne zaman yazmaya otursam bakıyorum Çetin Altan’ın, Kemal Tahir’in kitapları o zaman diyorum “biraz daha pişmen gerekiyor haddini bil”. Diğer taraftan bakıyorum bir radyo DJ i kitap yazmış yazar statüsünde… Ama asıl suç onlarda değil onları yazar statüsüne çıkaranlarda. Gazeteciliği gazeteciler öldürdü. Bugün eğer sakızdan fotoğrafı çıkan insanlar köşe yazarlığı yapıyorsa bu memlekette bir problem var demektir. Haddini bilmemek böyle bir şey işte. Ben şair değilim ben manzum öykücüyüm. Şair olabilmek için 50 ya da 100 sene sonra okunur olması gerekir. Yazma konusunda temkinli gidiyorum zaman zaman yazıp atıyorum.
Hiç gerçekleşmeyecek ideallere,
Yaşanmamış sevgilere üzülürüm…
Bu yüzden korkarım yaşamı ertelemekten
Ne yapılması, ne söylenmesi gerekiyorsa
Söylenmeli, yapılmalı” demişsiniz bir şiirinizde. İsteyip de yapamadığınız, hala hayalini kurduğunuz ya da gerçekleştirmeyi planladığınız şeyler var mı?
Ben bu ülkede hep barıştan yana oldum. Başıma da bu yüzden çok dert geldi. Barış denilen yerde insanlar sizi yok sayıyorlar; çünkü savaş para kazandırır. Barış değil.
Hayatımda hiç siyaset düşünmedim. Bir takım ütopyalarım var. Mesela açılışları yasaklardım. Bu ülkede açılışlara milyonlarca para harcanıyor bu paraları o yöredeki okullara harcamak isterdim.
2007 yılında UNICEF iyi niyet elçisi seçildiniz. Bu süreçte yürüttüğünüz çalışmalar ve projeleri biraz anlatır mısınız?
Ben iyi niyetliydim tescil ettiler. Bu konuda görev veriliyor, biz yerine getiriyoruz. Ben zaten UNICEF iyi niyet elçisi olmadan önce de bu ülkenin çocuklarına hizmet ediyordum. İşin içinde çocuk varsa çocuklara hizmet varsa bu UNICEF’ de olur başka bir şey de yeter ki insana gidelim. Benim için mecra fark etmiyor. Bir tane çocuk okuyacaksa sonuna kadar yanındayım. İyiye ve güzele giden her yerde olacağım. Benim derdim bu.
Son olarak TR’de MARKA okuyucularına neler söylemek istersiniz.
İlk olarak sorunlar karşısında ben ne yaptım sorusunu kendilerine sorsunlar ve yeni ufuklara açılırken hayalleri yüksek olsun. Sahip oldukları değerleri de kaybedecek kadar hırslı olmasınlar. Hiç kimseye ve kuruma karşı peşin hükümlü olmasınlar. Olumsuzluklar karşısında başkalarını suçlamak yerine kendilerine baksınlar. Aynı hataları yapmamaya çalışsınlar bence o zaman başarılı olurlar.