
how long does the medical abortion pill take to work
how long does it take the abortion pill to work
blog.chessendgames.com
rigevidon 4 day break
rigevidon leaflet
rigevidon nhs rigevidon uk
NOEL BABAYI BOYAYAN İKSİR
Görme, koklama, tatma, dokunma, işitme… Nesneler, önce görme duyusuyla ardından diğer duyularla algılanır. Bunlardan bahsederken rengi, şekli, kokusu, tadı, dokusu ile anlatılır. Duyu organlarıyla algılanan şeyler bellekte çok daha hızlı yer edinir.
Markalaşmada da belleklerde yer edinmek önemlidir. Dolaysıyla başarıya giden yol duyulara hitap etmekten geçer. Bunu keşfeden firmalar genellikle iki duyudan faydalanmaktadır. Bunlardan ilki ve en inandırıcılık sağlayanı görme duyusudur. Markalaşma sürecinde öteki duyuları geri¬de bırakır.
Görme olayı ışıkla başlar. Işık görsel nesnelerin bize yansımasını ve dolayısıyla görmemizi sağlar.
Ürünlerin tasarımı ürünün kendisi kadar önemlidir; çünkü marka olmak ilk ‘göz’de başlar. Dolayısıyla, bir logo gördüğünüzde ya da bir ürünün-markanın adını duyduğunuzda gözünüzün önünde canlanıyorsa, işte o marka görme duyusuna doğru şekilde hitap ediyordur ve amacında başarılı denebilir.
Paramparça olmuş cam parçalarının bir Coca-Cola şişesine ait olduğunu bugün herkes anlayabilir. Coca-Cola’nın şişelenmesine tek bir makine ile 1894 yılında küçük bir şekerci dükkânında başlanmıştır. Göz duyusuna hitap etmek ve ayırt edilebilmek amacıyla tasarımı farklı bir şişeye denenmiştir. Bu tasarım“kırıldığında ve karanlıkta bir Coca-Cola şişesi olduğu anlaşılsın” arzusundan yola çıkılarak yapılan bir çalışmadır.
Son zamanlarda ‘Vodafone’ kırmızı renge sahip çıkmaya çalışsa da “Coca-Cola” dendiği zaman herkesin aklına kırmızı-beyaz renkleri ve bir kola şişesi gelir. Örneğin; Coca-Cola 1950’li yıllarda Noel Baba’yı reklamlarında kullanana değin Noel Baba yeşil renkte giyinirdi. Ne zaman ki; Coca-Cola reklam kampanyalarının birinde Noel Babayı kırmızı beyaz giydirdi Noel Baba o gün bugündür kırmızı ve beyaz giysilidir. Bu başarının kaynağı görme duyusunun kullanımındaki başarıdır. Markalaşma süreçlerinde ağırlıklı biçimde kullanılan ikinci duyu işitmedir.
Görselin en etkili kullanıldığı filmlerde bile eğer ses yoksa bir şey eksik kalır. İşte o eksiklik ancak güzel bir müzik, jingle ve ses ile tamamlanabilir.
Coca-Cola’nın yadsınamayacak başarısının kaynağı, görsel hafızanın yanı sıra işitsel hafızayı da doğru kullanılmasıdır. Küçük cam şişelerin kapağı açıldığında oluşan sesin, hafızalara Coca-Cola’yı geldiği su götürmez bir gerçektir.
Ses teknolojisinin asırlardır var olduğu düşünülürse, sese verilen önem görselliğe verilenin yanına yaklaşacak kadar bile bir ilerleme sağlamış değildir. Oysaki; mükemmel bir görselliğin yanı sıra sesle zenginleştirilmiş bir çalışma, tüketicinin markayı anımsama yeteneğini en az yüzde yüz oranında artmasını sağlayacaktır.
Markanızı daha istikrarlı ve akılda kalıcı hale getirmek istiyorsanız ses ile ilgili çalışmalarınıza en az görsel çalışmalarınız kadar önem vermelisiniz.