
buy abortion pill barcelona
buy
abortion pill barcelona
abortion pill over the counter in usa
where to buy abortion pill in usa
classic-color.com dexamethason test
dexamethason uden
recept Türk Eğitim Derneği
Tarihçe
Eğitim, Atatürk’ün Cumhuriyete geçişte en çok önem verdiği alanlardan biriydi. Bu nedenle 1920’de Ankara’da top sesleri altında Kurtuluş Savaşı sürerken dahi Maarif Kongresi’ni toplamıştı. Her alanda lider vatandaşların Türkiye ‘yi geleceğin uygar ülkeleri arasına taşıyacağı ve bu vatandaşları yetiştirmenin en önemli aracının eğitim olduğunu vurgulayan bir toplantı gerçekleştirdi.
Atatürk toplantıda iki noktayı özellikle vurgulamıştır: eğitimde niteliği artıracak çalışmalara yoğunluk vermek ve imkânları kısıtlı çocukların okuması için varlıklı kimselerin imkân yaratması. İşte bu iki nokta, Cumhuriyet’in ilk sivil toplum kuruluşlarından birinin kurulmasına giden yolu hızlandı ve kısa süre sonra, o zamanki adıyla, “Türk Maarif Cemiyeti”nin kuruluş hazırlıklarına tez elden başlandı.
Dernek, ülke çapındaki başarılı çalışmaları üzerine, 12 Aralık 1938 tarihli Bakanlar Kurulu kararı gereğince “kamu yarına çalışan dernek” statüsü edinmiştir. 1946 yılı Haziran ayından itibaren de “Türk Eğitim Derneği” adını almıştır.
TED OKULLARI
Türk Eğitim Derneği’nin kuruluş amaçlarından bir tanesi de Türk çocuklarını yabancı okullara başvurma mecburiyetinden kurtararak yabancı dilde eğitim verecek, kurucumuz Büyük Önder Atatürk’ün ilke ve devrimlerine ve Cumhuriyete bağlı, her alanda lider ve uygar vatandaşlar yetiştirecek okullar kurmaktır. Bu amaç doğrultusunda, Türk Eğitim Derneği açılışından hemen sonra, 1930-1931 eğitim öğretim yılında açtığı anaokulu ile çalışmalara başlamıştır.
1938-1939 öğretim yılında okul, “Türk Maarif Cemiyeti Yenişehir Koleji” adını alarak, kız koleji ve erkek koleji olarak iki kısma ayrılmıştır. 1949 yılında fen bilgisi derslerinin İngilizce okutulması kabul edilmiş ve 1951-1952 hazırlık sınıfları açılarak İngilizce eğitimine başlanmıştır.
Yine aynı yıl okulun adı TED Ankara Koleji olarak değiştirilmiştir. TED Ankara Koleji’nin açılışını ülkenin diğer illerinde açılan okullar izlemiş ve ülke çapındaki TED Okullarının sayısı hızla artmıştır.
TED OKULLARININ EĞİTİM-ÖĞRETİM ANLAYIŞI
Yapılandırmacı, yaşam temelli ve öğrenciyi merkeze alan,
Öğretim programlarında yer alan bilgi, becere ve değerlere eşit derecede önem veren,
Teknolojiyi eğitim ve hayatın her alanında etkili ve olumlu bir şekilde kullanma olanağı sağlayan,
Eğitimin tüm paydaşlarıyla iletişim ve işbirliğini teşvik eden,
Öğrencilere kendilerini ifade edecekleri ulusal ve uluslararası platformlar oluşturan,
Veli işbirliğini eğitimde başarının vazgeçilmez bir öğesi olarak gören,
Kültür, sanat ve spor alanlarında öğrencilerin yetişmesine olanak sağlayacak ortamlar hazırlayan bir eğitim öğretimin anlayışını hayata geçirerek,
Atatürk ilkellerine ve cumhuriyetin kazanımlarına bağlı,
Bilimsel düşünen ve yaratıcı çözümler sunan,
Sosyal sorumluluk bilincine sahip,
Toplum ve ülke sorunlarına karşı farkındalığı ve çözüm üretme bilinci yüksek,
En az bir yabancı dil bilen ve yaşamında etkili bir şekilde kullanan,
Özgüveni yüksek,
Demokrat, empati kuran ve farklılıklara saygılı,
Çevreye duyarlı,
Yüksek ahlaklı,
Her alanda geleceğin lider vatandaşlarını yetiştirmeyi hedefler.
Selçuk PEHLİVANOĞLU
Türk eğitim derneği eğitime verdiği destekle, gerek yurt çapındaki kolejleriyle gerekse dernek çalışmalarıyla Türkiye’nin eğitim alanında en önemli markası konumunda. Öncelikle bu bağlamda değerlendirecek olursak Türk Eğitim Derneği’nin kalitesini oluşturan etmenlerden biraz bahsedebilir misiniz?
Türk Eğitim Derneği’nin marka değeri bana göre şundan geliyor, Türkiye’nin modernleşme sürecinde çeşitli sektörlerde çeşitli kuruluşlar kurulmuştur. TED’in kurucuları ile Kızılay’ın ya da Türk Hava Kurumu’nun kurucuları aynıdır. Bu Türk Eğitim Derneği’nin marka değerinin temelini oluşturan en önemli niteliklerinden bir tanesi. 83 yıl önce kurulmuş bir marka. Kuruluş hikayesi de ilginç. Bir baloda Atatürk iki genci yanına çağırıp Türk tarihini soruyor. Gençler Ata’ya Fransız tarihi okudukları için bilmediklerini söylüyorlar. Atatürk bunun üzerine yaverini çağırıyor ve gençlerin ders çalışmaları için evlerine bırakılmalarını istiyor. Bu olaydan sonra eğitimde öncülük yapacak, misyoner okullarının verdiği yabancı dil eğitimini verecek ve ihtiyacı olanları okutacak olan Türk Eğitim Derneği kuruluyor.
Türk Eğitim Derneği’nin ihtiyacı olan öğrencileri okutmasından bahsettiniz. Öğrencilere vermiş olduğunuz eğitim desteğinin kapsamı nedir? Destek verdiğiniz öğrencilerin ne kadarlık eğitim ihtiyacını karşılıyorsunuz? Bir de bu bursu vereceğiniz öğrenciler nasıl belirleniyor?
Öncelikle bizim burs sistemimizde öğrencilerimize destek vermiyoruz. Biz belirlemiş olduğumuz öğrencilerin eğitimini üstleniyoruz. Türkiye gibi kalabalık ülkelerde herkese iyi eğitim veremezsiniz. Bunun için yapabileceğiniz öncüler yetiştirmektir. Bizim Türkiye’nin kaderini değiştirmek gibi bir hayalimiz var. Şu anda sayısı 800’e yaklaşmış ve eğitiminin tamamını üstlendiğimiz öğrencimiz var. Bunlar dahi çocuklar değil. Hepsi mühendis ya da doktor olacak çocuklar değil. Bunlar kendi alanlarında başarılı ve öncü olacak çocuklar… Bu sayının önümüzdeki sene 10.000 olmasını planlıyoruz. Bu 10 bin çocuk 2 milyon çocuğun kaderini değiştirecek. Bu da Türkiye’nin kaderini değiştirecek.
Türk Eğitim Derneği’nin dernek faaliyetleri bağlamında ve Türk Eğitim Derneği Kolejlerinin önümüzdeki yıllardaki planları nelerdir?
Türk Eğitim Derneği olarak faaliyet planlamalarımızı uzun vadede yapıyoruz. Yani sadece bir yıllık bir planlamamız yok. Öncelikli planımız 10 yıl içerisinde 81 ilde olmak. Bunun gerekçesi 81 ilde parası olanlara okul açmak değil. Az önce bahsettiğimiz gibi biz okul açtığımız her ilde, o ildeki fakir ama başarılı çocukların eğitimini üstleniyoruz. Gerçi dernek olarak bunu sadece okulumuz olan illerde değil yalnızca diğer illerde de yapıyoruz. Bunun dışında Türk eğitim sisteminin asıl kangren olan öğretmen yetiştirme sorununa da çözüm arıyoruz ve okulumuzun gittiği her ilde öğretmenlerin bir branşta eğitimini üstleniyoruz.
Gelecek yıl İstanbul, Antakya ve İzmir okullarımızın eğitim-öğretim hayatına başlıyoruz. Bunun yanında sivil toplum noktasında baktığımızda en büyük projemiz kademeli olarak üniversite sınavının kaldırılması. Çuvallamış olan YGS’nin adının “olgunluk sınavı”na dönüşmeden önce ortaöğretim reformunun yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bu reform için Türk Eğitim Derneği yükseköğretim sistemine nasıl geçiş yapılacağı konusunda çalışmaya başladı. Çünkü yarın üniversite sınavını kaldırın diyemeyiz. Çin, Türkiye ve Rusya dışında merkezi yerleştirme ile öğrenci alan bir ülke kalmadı. Kademeli olarak, arz-talep dengesi içerisinde kaldırılacağına inanıyoruz. Buna paralel olarak bir şeye daha ihtiyacı var bu ülkenin. Bu çok zor ama Türk Eğitim Derneği ulusal bir program hazırlamaya çalışıyor. Bu ülkede maalesef bakandan bakana, hükümetten hükümete eğitim sistemi değişiyor. Onun için bu ülkenin ulusal bir programa ihtiyacı vardır. Ana arterleri, finansal yapısı, çağ nüfus yapısı belli bir sisteme gereksinim vardır.
Türkiye’nin en büyük gücü genç nüfusudur deniyor. Bize göre Türkiye’nin en büyük riski genç nüfusudur. Çünkü bu yüzyılda doğru eğitim vermediğiniz bir sistemde bu nesil bir kitle yerine yığın olacaktır ki bu Türkiye’nin geleceği için sakıncalı bir durumdur.
2012 yılında üniversitemiz öğrenci almaya başlayacak. Burada da farklı bir üniversite modeli üzerinde çalışıyoruz. Mimarlık-Mühendislik, idari bilimler ve eğitim fakültesi olmak üzere üç fakülteden oluşan üniversitemizi eğitim sektörünün içine sokacağız.
Bir miktar TED okullarında eğitim alan öğrencilerin birbirlerine olan bağlılığından bahsetmenizi istesek sizden... Merak eden okuyucularımız için “TED’li olmak” kavramını nasıl açıklarsınız?
Çok ciddi anlamda kolejliler birbirimizi tutuyoruz ki bu sadece Ankara TED koleji mezunları değil tüm Türkiye’deki TED okulları mezunlarını kapsamaktadır. Bu aile 3,5 milyon kişilik bir ailedir. Şüphesiz ki bir kültür veriyoruz. Bu kültür hem değerlerimiz hem de cumhuriyete bağlı bir kültür, taraf olmayan bir kültür. Ülke menfaatleri ön plana çıkarılmış ve akademik kalitesi ön şart olarak konulmuş bir kültür.
Türkiye’de bürokraside ya da farklı sektörlerde TED mezunları çok önemli noktadırlar. Bunun sebeplerinden bir tanesi aldıkları eğitimdir, ikincisi ise bu eğitim sürecinde aldıkları sosyalleşmedir. Şunu söylemek istiyorum, başarı varsa aidiyet artar. Bu spor takımlarına benzer. Şayet bir fan kulübü olarak kalmayacaksa aidiyeti artıracak bazı nitelikleri geliştirmeniz lazım. Türk Eğitim Derneği gerek sivil toplum algısıyla, gerek eğitim kalitesi gerek Türkiye’nin her yerine bu kalitesini taşımasıyla aidiyet duygusunu perçinliyor.
Son olarak okuyucularımıza iletmek istedikleriniz nelerdir?
Tüm bu söylediklerimiz özetleyecek olursak hedefimiz Türk Eğitim Derneği’nin sahip olduğu marka değerinin içini daha fazla doldurmaktır.