
abortion pill online
cost of abortion pill
where to buy abortion pill
ru-486 abortion pill
9925.org Türk Hava Yolları / Temel KOTİL
Türk Hava Yolları Diyince Aklımıza İlk Gelen İsim, Temel KOTİL, Başarısının Sırrı Ne Olabilir?
1933’den bugüne milyonlarca insanın dünyanın çeşitli noktalarına ulaşımını sağlamış Türkiye’nin en önemli markalarından bir tanesi.
En son imza attığı başarı, dünya havacılık oscarlarını dağıtan Skytrax tarafından, 2011 Avrupa ve Güney Avrupa'nın en iyi havayolu ödülünü alması.
Bunun yanında, 2011 En iyi premium ekonomi sınıf koltuğu bulunan havayolu, 2010 Dünyanın en iyi ekonomi sınıfı yemek hizmeti veren havayolu, 2010 Avrupa'nın en hızlı büyüyen havayolu şirketi gibi pek çok önemli ödüle layık görülmüştür. Aynı zamanda 2011 yılı verilerine göre de Dünya'nın en büyük 9. havayolu şirketi.
Bu başarının arkasında elbette ki pilotlarından teknisyenlerine, kabin memurlarından idari birimlerine kadar pek çok isim saklı. Fakat Türk Hava Yolları’nda adından sıkça söz ettiren, başarılı girişimleri ile Türk Hava Yollarını önemli noktalara taşıyan bir isim, adeta Türk Hava Yolları’nın beyni: “Temel Kotil” kimdir?
Elbette ki başarısı tesadüf değil. Biz de TR’de Marka dergisi olarak Temel Kotil’in başarısının sırrını merak ettik. Sizler içinsorduk öğrendik. Bu keyifli sohbet için sayın Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil’e sonsuz teşekkürler.
Türk Hava Yolları’na getirdiği yeniliklerle kısa sürede Türkiye’nin hatta dünyanın ilgi çeken isimlerinden biri haline gelen Temel KOTİL’i tanıyabilir miyiz?
1959 yılında Rize’nin Gündoğdu beldesinde doğan Kotil, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak Mühendisliği bölümünden 1983 yılında mezun olmuş, 1986'da ABD'nin Ann Arbor kentindeki Michigan Üniversitesi'nin "Uçak Mühendisliği" bölümünde yüksek lisansını, 1987'de de aynı üniversitede Makine Mühendisliği dalında ikinci yüksek lisansını, 1991’de de yine Michigan Üniversitesinde “Makine Mühendisliği" bölümünde doktorasını tamamlamıştır.
Kotil, 1991-93 yılları arasında İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Havacılık ve İleri Kompozit Laboratuarlarının kuruculuğu ve yöneticiliğini yapmıştır. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Yardımcı Doçent ve Doçent olarak hizmet veren Kotil, aynı fakültede Bölüm Başkan Yardımcılığı ve 1993–94 yıllarında da Fakülte Dekan yardımcılığı görevlerini yürütmüştür.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Daire Başkanı olarak görev yaptıktan sonra, 2001 yılında ABD'de Illinois Üniversitesinde misafir profesör olarak hizmet vermiş ve daha sonra New York'ta Advanced Innovative Technologies Inc.’de Araştırma ve Mühendislik Bölümü Başkanlığını yürütmüştür.
2003 yılında THY’deki kariyerine Teknik Genel Müdür Yardımcısı olarak başlayan Kotil, 2005 yılında THY Genel Müdürlüğüne atanmıştır. 2006 yılında da IATA Yönetim Kurulu Üyeliiğine seçilmiştir. Evli ve dört çocuk babası olan Kotil’in birçok araştırma ve bilimsel yayını vardır.
Temel Kotil’in başarı çizgisinin dikkat çekici olduğundan bahsetmiştik. Başarınızın bir sırrı var mı? Yönetim anlayışınızda asla vazgeçmediğiniz kurallar nelerdir mesela?
Gerek okul hayatımda gerek iş hayatımda tesadüf sonucu gelen bir başarı kazanmadım. Her başarımı çalışarak, çaba sarfederek kazandım. Hangi sektörde olursanız olun, hangi üniversiteyi hangi dereceyle bitirmiş olursanız olun, çalışmadan başarı elde edemezsiniz. Disiplinli ve düzenli çalışmak başarının ilk şartı.
Türk Hava Yolları’nın, Skytrax 2011 Dünya Havacılık Ödülleri’nde “Avrupa’nın En İyi Havayolu”, Comfort Class koltuğuyla “En İyi Premium Ekonomi Koltuğu” ve “Güney Avrupa’nın En İyi Havayolu” ödüllerine layık görülmesi de ekibimle beraber uyum içinde çok çalışmamızın neticesidir. 100’ün üzerinde değişik uyruktan 18.8 milyon yolcu arasında 10 ay boyunca gerçekleştirilen anketler sonucunda, Türk Hava Yolları’nı ödüle değer bulunması çok önemli. Hizmet verdiğimiz yolcularımızın memnuniyeti, bizi Avrupa’nın en iyi havayolu yaptı. Aldığımız bu ödülle, 5 yıldızlı havayolu olma hedefimize bir adım daha yaklaştık.
Bayrak taşıyıcı havayolu şirketi olarak, havacılık sektöründe birçok engeli aşarak geldiğimiz noktayı ve başarımızı korumak için daha fazla çalışacağız.
THY’nin son dönemlerde en önem verdiği reklam yöntemi sponsorluklar, ulusal ve uluslararası spor kulüplerine ve sporculara (C. WOZNİACKİ gibi) sponsor oluyorsunuz. Bu sponsorluklar artarak devam edecek mi? Bu sponsorluk anlaşmaları THY’ye neler kazandırdı?
Global pazarda söz sahibi olmak isteyen ve bu hedefte emin adımlarla ilerleyen Ortaklığımız marka değerine paralel büyüklükteki kurum ve kişilerle muhtemel sponsorluk imkanlarını değerlendirmeye devam edecek. Kültür, sanat ve spor alanlarında düzenlenen çeşitli etkinliklere sponsor oluyoruz. Türkiye’de Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Bursaspor’a sponsorluğumuz devam ediyor. Hem yerel hem de dünya çapında tanınırlığımızı arttıracak, marka değerimize katkı sağlayacak, hertürlü sponsorlukla ilgilenebiliriz. WOZNİACKİ ve KOBE BRYANT’ın marka elçilerimiz olması ve dünyanın önde gelen spor kulüpleriyle yapılan sponsorluk anlaşmaları Türk Hava Yolları’nın marka değerinin artmasına katkı sağlamıştır.
Türk Hava Yolları için Temel Kotil’den öncesi ve sonrası diye iki dönemden bahsedebiliriz. THY hiç şüphesiz ki zaten Türkiye’nin en önemli hava yolu şirketiydi. Fakat Temel Kotil ile birlikte çerçevedeki resim biraz daha değişti. Göreve geldiğiniz günden beri THY’de neleri değiştirdiniz?
Göreve geldiğimizde THY’nin geçmiş on yıllık (1992-2001) performansı -yolcu sayısı, karlılık, hat sayısı, uçak sayısı gibi- çok parlak değildi. Yolcu sayısı artan ama bunu kâra dönüştüremeyen bir şirket tablosu vardı önümüzde.
İsterseniz bu tabloyu kısaca özetleyelim.
1992 ile 2001 arasındaki 10 yıla bakıldığında 4.7 milyon olan yolcu sayısının 10.3 milyona çıktığını görüyoruz. Yolcu sayısı açısından bir başarı söz konusu. Ancak aynı dönemde faaliyet kârına bakıldığında 1992’de 48 milyon dolar zarar söz konusu iken 2001 yılına kadar olan dönemde 1995’te 23 ve 1996’da 52 milyon dolar kâr dışında sürekli zarar söz konusu. Son olarak 2001 yılı zararı 151 milyon dolar. Burada şu tespiti yapmak yanlış olmaz sanırım: Ortada performans olarak başarılı ama bunu kâra dönüştüremeyen bir şirket var. O zaman soru basit; Yolcu sayısı artarken kâr neden artmıyor? İşte biz 2002-2003’ten itibaren bu soruya cevap aradık. Öncelikle bir analiz yaptık. Dünya havacılığını, buradaki trendleri inceledik. Burada elde ettiğimiz sonuçları, THY’nin mevcut yapısıyla kıyasladığımızda çarpıcı sonuçlar elde ettik. THY’nin mevcut örgüt yapısının çok hantal, karar süreçlerinin çok uzun olduğunu gördük. Ve öncelikle hem yönetsel anlamda değişiklere yöneldik hem de yeni yatırımlara. THY’yi yeniden yapılandırdık. Şimdi geriye baktığımızda bu cevapların ve bu cevaplara gore yeniden yapılanmanın doğru olduğunu görüyoruz.
Yönetim kademesinde hantal yapıyı reorganize edip, hızlı karar almayı mümkün hale getirdiğimiz andan itibaren önümüzdeki tablo daha açık hale geldi. Ve yukarıda ifade etmeye çalıştığım Türkiye fotoğrafına uygun bir gelecek projeksiyonu ortaya koymaya geldi sıra. Eğer Türkiye küresel sistem içinde yükselecekse bundan tüm Türkiye yararlanacağı gibi, THY de yararlanmalı. Bunun yolu ise yeni yatırımlar yapmaktır.
İç hatlarda meydana gelen talep bunun başlangıcı oldu. İçerde toplumun refahı yükseldikçe hava ulaşımı daha fazla tercih edilen bir yol oldu. Toplumdaki refah yükselmesine bağlı olarak THY’nın yeni pazarlama stratejileri (fiyat farklılaşması, ürün çeşitliliği gibi) ile hem talebe cevap vermiş hem de yeni talep yaratmış olduk. Bu bileşke bize rakamsal olarak yansıdı. 2005’te 27 olan iç hat sayısı şuan(2011 Haziran) 41’e çıktı. Buna ek olarak daha uygun fiyata yolcu taşımak için Nisan 2008’de AnadoluJet’i kurduk. İç hatlardaki yolcu sayılarına baktığımızda bu gelişmeyi görüyoruz. THY olarak iç hatlarda 2003 yılında 5 milyon yolcu taşıyorken, 2010 sonunda bu rakam 8.9 milyona yükselmiş. Bu rakama AnadoluJet’in 2010’da taşıdığı 4,7 milyon yolcuyu eklediğinizde bu sayı 13,6 milyon’a ulaşıyor.
Türkiye’nin küresel bir aktör olmaya doğru yönelmesi de bizim için yeni fırsatlar yarattı. Çünkü Türkiye hem coğrafi olarak hem de geçmişteki kültürel ve tarihsel bağları itibariyle hem Doğu-Batı hem de Kuzey-Güney arasında önemli bir yerde duruyor. 10 yıl öncesine kadar dört tarafımız düşman ile çevrili iken şimdi komşu ülkelerle vizeleri kaldırdık. Ortadoğu’da, Afrika’da, Balkanlar’da, Rusya’da kısaca her yerde varız. Bütün bunlar Türk Hava Yolları olarak bize yeni imkanlar sundu.
Dış hatlardaki yatırımlarımızda bu politikanın sonuçlarına yönelik oldu. Yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda ilk adımı Boeing ve Airbus olmak üzere 61 uçak siparişi vererek, o dönem için Cumhuriyet tarihinin en büyük alımını gerçekleştirerek attık. 2003 yılında dış hat sayımız 76 iken 2010 sonunda 171, 2011’in ilk 6 ayında 139 oldu.
Dış hat sayısının artışına bağlı olarak uçak sayımız da artış göstermiştir. 2003 yılında uçak sayımız 65 iken, 2010 sonunda 157, 2011 haziran itbaryla 169’a olmuştur. Uçak sayımızı 2011’de 184’e, 2012’de 205 ve 2013’te de 217’ye ulaştırmayı hedefliyoruz. Şu anda sahip olduğumuz 169 uçaklık filo ile Avrupa’nın yaş ortalaması (6.2) en genç filosuyuz. Yolcu sayımız dış hatlarda 2003 yılında 5.4 milyon iken, 2010 sonunda bu rakam 14.8 milyona yükselmiştir.
Türk Hava Yolları son yıllarda dış hatlara yönelik çalışmalarını arttırdı ve iç hat seferlerini neredeyse Anadolujet’e bıraktı. Peki 2011 ya da 2012 yılında THY’nin iç hatlara yönelik çalışmaları da olacak mı?
Türk Hava Yolları 2008 yılında kendi alt markası olarak AnadoluJet’i kudu. AnadoluJet daha çok yurtiçi hatlarda uçuyor ancakLondra, Amsterdam, Düsseldorf, Kopenhag ve Moskova gibi yurtdışı hatlara da uçmaktadır.
Türk Hava Yolları yurtiçi seferlerini sürdürmektedir. 2010 yılında taşınan toplam 13,6 milyon yolcunun 8,9 milyonunu Türk Hava Yolları taşımıştır. AnadoluJet’in kısa sürede ulaştığı pazar payı bizi sevindiriyor. AnadoluJet’in başarılarınınönümüzdeki dönemde de artarak devam etmesi için çalışmaktayız.
Son olarak sizce Türk Hava Yolları bugün hedeflediği marka prestijine ulaştı mı?
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Türk Hava Yolları dünyanın yükselen değeri. Türk Hava Yolları’nın bu değere ulaşması yatırımlarımızın doğruluğunu gösteriyor. Marka yatırımlarımızın marka prestijimize etkisinin olumlu geri dönüşlerini almaktayız ve bu alandaki çalışmalarımız Türk Hava Yolları’nı havacılık sektörünün lideri olması yönünde devam edecektir.