Marka Kent Olmanın Yerel Dinamikleri ve Kayseri Üzerine 1 4

melatonin and weed combination

melatonin and weed click

venlafaxine alcohol blackout

venlafaxine and alcohol interaction read here

strattera discount vouchers

strattera coupon

Marka Kent Olmanın Yerel Dinamikleri ve Kayseri Üzerine

Hakim üretim yapısının ve ekonomi yaratmanın koşullarının değiştiği yeni dünya düzeninin işleyişine her yerel coğrafya farklı biçimde tepki vermiştir. Ulusal coğrafyada ise, geleneksel sanayi yoğunlaşmalarının büyük merkezlerde önemlerini korumaya devam ettikleri bu süreçte, sermayenin daha az ilgi gösterdiği ve emeğin daha ucuz olduğu alanlarda Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler, (KOBİ) temelinde ihracata dayalı olarak hızlı bir sanayileşme süreci başlamıştır (Eraydın, 1999, s.257), (Ataay, 2004, ss.5-6). Bu süreç yerel rekabet ortamında tarihsel olarak esnaf ve zanaatkarlık faaliyetleri temelinde gelişmiş ve önemli girişimcilik potansiyeline sahip olan Denizli, Gaziantep, Çorum, Kahramanmaraş, Eskişehir ve Kayseri gibi kentleri “Anadolu Kaplanları” olarak da nitelendirilecek biçimde ön plana çıkarmıştır (Özaslan, 2003, ss.148-150). Emeğin esnek üretim olarak adlandırılan çalışma koşulları içerisinde yeniden yapılandırılması bağlamında açığa çıkmış bu gelişmeyi, aslında kriz koşulları karşısında yerel kültürel birikimin değerlendirilmesi yoluyla yeni bir ekonomi inşa etme süreci olarak da tarif etmek mümkündür. Bu çerçevede yerel şartları güçlendirmekle birlikte, küresel tekellere de önemli avantajlar sağlamış olan bu gelişmeler içerisinde (Doğan, 2006, s.92) Kayseri kenti, ekonomik gelişimini tamamen kendi içsel dinamikleri ile sağlaması bağlamında ve yaşadığı mekansal ve toplumsal dönüşümler temelinde özel bir örnek haline gelmiştir.

Kayseri’yi bugün markalaşmaya götüren bu dinamikler elbette kentin tarihsel olarak ticaret ve giderek de üretim alanındaki gücünü geliştirme ve sürdürme konusunda sergilediği tavra ve bu bağlamda açığa çıkmış bir toplumsal örgütlenme biçimi ile doğrudan ilgilidir. Nitekim kent, kriz koşulları karşısında geliştirilmiş ülkesel stratejiler çerçevesinde KOBİ’lere yaslanan bir güç elde etme arayışında, yerel ölçekte de aile işletmeleri, girişimcilik konusundaki deneyimleri ve kamu-özel sektör etkileşiminde sergilediği kendine özgü tavır ile bugünkü konumuna ulaşmıştır. Diğer yandan Kayseri kenti markalaşmasını sağlayacak bir yatırım altyapısını zaten Cumhuriyetin kurulması aşamasından itibaren, devlet eliyle kurulan büyük fabrikalar aracılığıyla elde etmeyi başarmıştır. 1950’lerden sonra giderek özel kesimin yatırımlarıyla da karşılaşmaya başlayan kent, 1980 sonrasında giderek imalat sanayi alanında çok önemli bir aşamaya ulaşmıştır. 1986 yılında tamamlanarak faaliyetlerine başlayan Kayseri Organize Sanayi Bölgesi (KOSB) ve yakın çevrede yaklaşık 7 adet Organize Sanayi Bölgesinin daha kurulmuş olmasıyla kent çok önemli bir yatırım altyapısı elde etmiştir. Bölgeye ikinci derecede kalkınmada öncelikli yöre statüsü verilmesi ve bu kapsamda uygulanan teşvik sistemi ile birlikte gelişim gösteren KOSB’si bugün Türkiye’nin en büyük organize sanayi konumuna ulaşmıştır. Üstelik bu bölge giderek kentin ekonomik yapılanmasında söz sahibi şirketlerin küresel pazara eklemlenmede kullandıkları bir üs, bir finans merkezi haline de dönüşmüştür. Bütün bu yapılanmalarla birlikte bugün Türkiye içinde imalat sanayinin katma değerdeki payıyla 14. sıraya yerleşmiş olan Kayseri; metalden mamul eşya, mobilya, orman ürünleri, tekstil, pastırma ve sucuk üretiminin ağarlık kazandığı gıda alanında önemli bir potansiyele ulaşmıştır. Diğer yandan bugünkü sektörel yapılanmada, geçmişteki metal eşya öncelikli yapılanmadan farklı olarak, Kayseri, mobilya ve ev tekstili alanında markalaşacak şekilde öne geçmiştir (Bkz. Tablo 1). Bugün Türkiye’de kurulu en büyük 20 mobilya firmasından 11’i Kayseri’de bulunmaktadır ve KOSB’ndeki fabrikaların yaklaşık % 60’ı mobilya sektörüne yönelik imalat yapmaktadırlar. 

 Tablo 1:Sektörlere Göre Firma Sayıları
 metalden mamul eşya  293 firma
 mobilya ve orman ürünleri  190 firma
 Tekstil  132 firma
 Kimyasal, Plastik Ürünler ve Tanıtım Malzemeleri  115 firma
 Gıda  91 firma
 Makine Üretimi  49 firma
 Kaynak: Kayseri Sanayi Odası 2010 Sicil Kayıtları kullanılarak hazırlanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

Markalaşma süreci elbette inovasyon alanına yapılmış yatırımlarla doğrudan bağlantılıdır. Nitekim Kayseri’ye, Türkiye’nin en büyük 500 şirketinden 17’sini bünyesinde barındıracak biçimde ivme kazandırmış uygulamalar, ağırlıkla teknoloji geliştirme projelerine ve uzman kadroları istihdam etme bağlamındaki çabalara temellenmiştir. Veriler firmalardaki teknoloji geliştirme ve Ar-Ge faaliyetlerinin özellikle 2000’ler sonrasında belirgin farklılaşmalar yaşadığını ve kentin inovasyon göstergeleri bağlamında Türkiye il sıralamasında sürekli bir yükselişe başladığını ortaya koymaktadır (Bkz Tablo 1-2).

 Tablo 2: Kayseri İli İnovasyon Göstergeleri
  Marka Patent Faydalı Model Endüstriyel Tasarım
Yıl Başvuru Tescil Başvuru Tescil Başvuru Tescil Başvuru Tescil
1995 344 122 6 4 1 0 5 0
1996 403 153 6 4 14 0 83 73
1997 295 200 1 0 11 9 52 42
1998 253 125 7 0 11 8 92 73
1999 368 203 1 0 3 1 88 82
2000 379 183 4 0 31 3 71 64
2001 337 208 5 1 21 12 164 126
2002 389 234 8 1 38 14 158 125
2003 403 222 12 0 52 26 129 124
2004 565 277 9 2 92 26 172 148
2005 765 379 9 3 118 46 201 194
2006 825 488 19 1 143 71 247 262
2007 927 632 24 5 151 105 331 300
Toplam 6253 3426 111 21 686 321 1793 1613
 Kaynak: Türk Patent Enstitüsü 2009 İstatistikleri kullanılarak hazırlanmıştır.

 

 Tablo 3: 2009 İnovasyon Göstergelerinde Kayseri
 Patent Başvurusunda  10. sırada  35 Başvuru
 Patent Tescilinde  12. sıra  1 tescil
 Marka Başvurusunda  11. sıra  786 başvuru
 Marka tescilinde  10. sıra  668 tescil
 Endüstriyel Tasarım Başvurusunda  5.sıra  1380 başvuru
 Endüstriyel Tasarım Tescilinde  5. sıra  1127 tescil
 Faydalı Model Başvurusunda  6. sırada  120 başvuru
 Faydalı Model Tescilinde  6. sırada  89 tescil
 Kaynak:Türk Patent Enstitüsü 2009 İstatistikleri kullanılarak hazırlanmıştır.

Marka ve endüstriyel ürün tescilinde önemli gelişmelere imza atmış firmaların da katkısıyla bugünkü ekonomik gücüne ulaşmış olan kent, bu güçle bağlantılı bir biçimde mekansal yapılanmasında ve yaşam biçiminde de çarpıcı değişimler de yaşamıştır. Sermaye gücünü mekansal biçimleniş ile de ortaya koyma çabası, tüm Türkiye kentlerinde olduğu şekliyle inşaat sektörü için önemli bir girdi haline gelirken, büyük ölçekli toplu konut projeleri, büyük müteahhitlik firmalarının ortaya çıkardığı alt yapı yatırımları, büyük kompleksler, alışveriş merkezleri ve hipermarketler aracılığıyla salt inşaat yatırımlarından sağlanan ekonomik faydalarla da sınırlı kalmayacak bir sermaye hareketliliği oluşmaya başlamıştır (Zengin, 2010, ss.122-124). Ülke düzeyindeki politik tercihlerle de uyumlu bir biçimde büyük kentsel projeler dönemi olarak adlandırılabilecek bu gelişim aşamasında, spor kompleksleri aracılığıyla ulusal ve uluslararası düzeyde müsabakalara ev sahipliği yapmaya başlayan, kongre merkezleri ile iş ve eğitim alanlarında kongre üssü olmaya hazırlanan kayseri, yerel üretim kaynaklarına dayalı organizasyonlar, fuarlar ve festivallerle markalaştığı ürünler için bir reklam ve pazar ortamı da hazırlamaya başlamıştır. Tüm bunlarla birlikte kent, sağlık alanında da hinterlandı içindeki özel konumundan kaynaklanan avantajlar temelinde markalaşma arayışını sürdürmektedir. 

Bitirirken…

Bütün bu gelişmeler Kayseri kentinin ekonomik güç elde etme savaşında, farklı alanlarda ve kendine özgü stratejilerle yapılanarak gelişim göstermeye çalıştığının önemli göstergeleridir. Dolayısıyla Kayseri kendi iç potansiyelleri ile pek çok alanda markalaşmayı başarmış ve halen bu alanda yatırım yapmayı sürdüren özel bir kentsel deneyim olarak karşımızda durmaktadır. Ne var ki kentin bugünkü ekonomik yapılanmasında belirleyici olan bu etkileri, gelecek senaryoları bağlamında kritik hale getiren çokça sorun da bulunmaktadır. Zira ekonomik güç yaratmanın yıkıcı etkileri, öncelikle kültür ve geleneğin hem toplumsal ilişkiler hem de mekansal yapılanma temelinde çözülmesi biçiminde ifade bulmuş ve inşa edilen yeni değerler sistemi, yaslandığı tüketim kültürünün kaygan zemini çerçevesinde giderek daha da riskli hale gelen bir ortamın açığa çıkmasına aracılık etmiştir. Böylece markalaşan ve yenilikçi arayışlarla biçim değiştiren “Marka Kent Kayseri” için gücünü geleceğe taşınma sorumluluğu bağlamında gelişimini sağlıklı bir biçimde yönlendirecek “kentsel politikalara” olan gereksinim de artmıştır.

Yazar :

Facebookda Paylaş

Diğer Marka Konuları